Kitap Tanıtım Yazısı: İstanbul'un sisle örtülü sabahında, eski bir hastanenin arka bahçesinde, kusursuz giyimli bir adamın cansız bedeni bulunur. Bu, sadece bir cinayet değildir; insan zihninin en mahrem köşelerine uzanan, etik sınırları zorlayan bir deneyin başlangıcıdır.
Lâle, kendisini bu gizemli ölümün ortasında bulduğunda, bilimin ve ahlakın kesişiminde dehşet verici bir gerçekle yüzleşir: "Hafıza Bütünlüğü Projesi" adında, anıları manipüle etmeyi hedefleyen karanlık bir program. Bu proje, insanlığın en kutsal varlığı olan hafızayı, sıradan bir veri gibi ele alarak kişisel kimliği yok etme potansiyeli taşımaktadır.
Lâle, ölü adamın kimliğini çözdükçe, projenin arkasındaki korkunç sır perdesini aralamaya başlar. Ona destek olan küçük bir kasabanın sakinleri ve Alya ile birlikte, hafıza hakları için amansız bir mücadeleye girişir. Kayıplarla, zaferlerle ve acının her simetrik yansımasıyla dolu bu yolculukta, Lâle sadece bir cinayeti aydınlatmakla kalmayacak, aynı zamanda insan ruhunun özgürlüğünü ve anıların ölümsüzlüğünü savunacaktır.
"Ölümsüzlük, bedenin değil; anıların, hatıraların ve insan ruhunun özgürlüğüdür."