Asırlar boyunca varlığını koruyup geliştiren ozanlık geleneği, Türk halkının önemli şahsiyetlerini bünyesinde barındırmış ve bu şahsiyetler sayesinde halkın şiiri ve müziği meydana gelmiştir. Şiir sanatını, Türk milletinin tarih sahnesinde yerini almaya başladığı ve özellikle de Şamanizm inancını yaşadığı zamanlarda kam/baksı/şaman'lar icra etmişlerdir. Dinî ve hayati her noktada milletinin yardımcısı, yol göstericisi, önderi olan bu değerli şahsiyetler şiirlerini sığır, şölen ve yuğ törenlerinde halka sunmuşlardır. Müzik eşliğinde sunulan bu şiirler, atalarımızın yaşayış biçimlerini ve kültürlerini muhtevasında barındırmış, bugünlere taşıma noktasında bir araç olmuşlardır.
Kam, baksı, ozan, oyun ya da şaman adı verilen şahsiyetlerin geçen zamanla birlikte çok yönlü kişilikleri tarihe karışmış; ozanlık yönleri ve gelenekleri saklı kalmıştır. Bu şahsiyetler artık sadece ellerinde kopuzla diyar diyar gezip şiirler söylemişlerdir. Bugün bile dimağımızın en özel köşesinde isimlerini koruyan Yunus Emreler, Hacı Bayram Veliler, Abdal Musalar, Kaygusuz Abdallar, Pir Sultan Abdallar, Köroğlular, Karacaoğlanlar, Ercişli Emrahlar, Dadaloğlular, Sümmaniler, Âşık Veyseller, Murat Çobanoğlular, Neşet Ertaşlar vb.'leri bu geleneğin en değerli temsilcilerindendir.