…Peki, bu kitabı neden okumalıyız? En azından ben neden okuyorum? Çünkü Bahadırhan, Türkiye’de artık zayıflamış bir geleneği — entelektüel olma geleneğini — sürdüren isimlerden biri. “Halk” veya “yerli ve milli” olma iddiasıyla cehaletten prim kasmanın yaygınlaştığı, Anti-entelektüalizm ve aydın karşıtlığının neredeyse resmi ideolojiye dönüştüğü günümüzde yapıyor bunu. Akademisyen değil; olma iddiasında da değil. Fakat okuyor, düşünüyor, tartışıyor ve yazıyor. Türkiye’de “rant kültürü” ve polemik hızlı, fakat üretim yavaş. Bahadırhan ise, genç yaşında alışılmış kalıpların dışına çıkarak, neredeyse “tapınır gibi” düzenli, ısrarlı ve ısrarcı bir şekilde yazan bir figür. Amerikan siyasetindeki “public intellectual” dedikleri, siyasetin düşünsel omurgasını oluşturan o ara alanın Türkiye’deki ender örneklerinden biri. Sadece düşünsel alanda değil, sahada, sokakta ve sivil toplum alanında siyasetin ve kamusal tartışmanın farklı yüzlerini genç yaşta tecrübe etmiş olması, bugün gençlerle kurduğu bağı biraz da bundan. Her videoda, her tartışmada, her kitapta bir çağrı var: “Düşünelim. Tartışalım. Kendi aklımızla anlayalım.”
Prof. Dr. Özgehan Şenyuva