“Eski şarkılar gibisin. Geçmişten seslenen güzel günleri hatırlatıyor sözlerin. Yorgun bakışlarında hiç solmayan umutlar var. Eski resimler gibi gülümseyişin. Siyah beyaz tonlarına rağmen, rengârenk sıcaklığın içimi ısıtıyor. Ilık bir rüzgâr esiyor saçlarından ruhuma. Sanki hala hayattasın. Birazdan yanıma gelip tatlı sözlerle kulağıma fısıldayacak, nefesimi keseceksin…”
Sarp, bir yıl önce hamile karısını trafik kazasında kaybetmişti ve ağır bir depresyon sürecinden geçiyordu. Şehrin sokaklarında amaçsızca yürürken yolu aniden bir antikacı dükkânına düştü. Eski, ahşap oymalı, antika bir aynayı incelerken tuhaf şeyler hissederek hiç aklında yokken o aynayı satın aldı. Bir süre sonra aldığı aynanın ona seslendiğini duymaya başladı ve nihayet aynadaki yansımasının korku dolu gözlerle kendisine baktığına şahit oldu.
Aynanın diğer tarafındaki dünyada karısı hala hayattaydı. Burada her şey eskisi gibi devam ediyordu. Ancak yansımasıyla konuştukça her iki dünyanın da göründüğü gibi olmadığını anlayacak ve unuttuğu şeyleri yeniden hatırlamaya başlayacaktı.
İki dünya birbirinden ne kadar farklıydı? Nevin gerçekte nasıl ve neden öldü? Diğer dünyada da işler kötüye gidecek miydi? Ve en önemlisi gerçek olan hangi dünyaydı? Tüm bu sorulara Sarp’la birlikte cevap arayacak ve aşk, tutku, özlem, dostluk, ihanet gibi farklı duyguları iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
