Her Yağmurdan Sonra Çıkan Güneşe Benzer Hayatımız...
Doğa şartları, insanların belini büksede. Pencere önlerinde hep saksı çiçeklerimiz vardı. Bir cebimizde fakirlik, diğer cebimizde umut. Çoğumuzun okur yazarlığı olmasada. Çocuklarımızı zor şartlarda da olsa okutmayı düşünmüşüzdür. Okuyan insan umut çiçeği gibidir, fakirliğe vurulan tırpandır. Zorluklarla okulu kazanmış gençlerin verdiği mücadeledir.
Burada okuyan çocuklar, kır çiçekleri gibi köy yollarına dökülüp, köylere umut götürmüşlerdi. Bu uzun hayat yolunda elbette engeler çıkmıştı önlerine. Her güzel yapılan işin arkasında muhakkak bir kötü düşünce vardı. Ülkeye en büyük kötülüğü darbeler yapmıştır. Ülkenin seçkin öğretmenlerini, okumuş aydınlarını. Hapishanelere doldurup dövdürmüştür. Kimisi işkenceden çıkamamış, çıkanlarda sakat kalmıştır. Bu ülke kendi öz çocuklarını hiç sevmedi. Hep dövdü. Hapishanelere atıp astı. Bu kitapta anlatılanlar Köy Enstitüsü’nde okuyanların hikayesidir. Kimi zaman gülümseten, kimi zaman hüzünleten bir hikayedir. Gerçek yaşanmış olaylar süzgeçten geçirilip, öyle anlatılmıştır. Köy yollarına, Umut ışığına doğru koşarak gidenlerin öyküsüdür bu. Yaşantısı bir hüzünlü köy türküsünde son bulsada, anılarda yaşamışlardır.
Muhlis Şutanrıkulu