Her insanın içinde bir ukdedir çocukluk ve gençlik yılları. Hele o yıllar acı tatlı hatıralarla dolu dolu yaşanmışsa; ilk arkadaşlıklar o kesme taşlı sokaklar üzerinde oyunlar oynarken kurulmuşsa… Henüz özünü kaybetmemiş mahallenin teyzeleri, amcaları birbirinden farklı özellikleriyle hayatımıza silinmez izler bırakmışsa… Ramazan gecelerinde teravih namazında yaramazlıklar yapılmış ve cami hocasından azarlar işitilmişse… Günümüzdeki konforlu apartman dairelerine inat, gönül hâlen o köhne sobalı evlerimizin hasretiyle yanıp tutuşuyorsa… İlk sevdalanmalar, ilk aşklar, manasındaki kutsiyetin hakkını vererek asaletine ve zarafetine uygun bir şekilde yaşanmışsa…
Bu kitap sadece Şükran Önal’ın bir hatıra kitabı değildir. Özlemini duyduğumuz her şeyin kitabıdır. Bugün her türlü imkâna sahip olan gençlerin neden mutlu olamadığının kitabıdır. Öykü tadında bir nostalji yolculuğu yaparken altını çizeceğimiz birçok cümle, günümüzdeki savruluşumuza reçete mahiyetinde olacaktır.