İstiyorum ki aklın bir şeye takılsın. İstiyorum ki artık hiçbir şeyden emin olmayasın. Zayıf
kanatlarındaki hevesle aklına takılmış bu şeyin korkusu birbirini dengelesin. Serçe bir daha masal
dinlemek istemeyecek hiç. Ona kimin seslend iği bilemeyecek. Hâlâ kafesinde, hâlâ aşina olduğu
güven duygusuyla baş başa o.
Kendine sevgi terbiyecisi diyen bir adam vardı. Gizli bir meslek sahibi gibi icra ederdi görevini.
Çünkü onun da herkes gibi başka meşguliyetleri, başka mecburiyetleri vardı. Korkaktı, ürkekti,
acemi ve beceriksizdi dış dünyaya karşı. Ve onun terbiyesinden geçen tek sevgi kendi sevgisiydi.
Hâlbuki sevginin kendisini terbiye edebileceğini ummuştu.