İsa’nın yanına gidiyordum. Bu sefer de olmazsa devam
etmeyecek, bu işleri bırakacaktım. “Bu işler” deyince
ne kastettiğim pek anlaşılmıyor farkındayım ama ne
gelir elden… İsa’yla daha önce de birkaç kez konuşmayı
denemiştim ama “işler’’ gene istediğim gibi gitmemişti.
Ne zaman gitmişti ki zaten? İsa çölde inzivaya
çekildiği zaman da bir gece yanına yavaşça yaklaşmış
ve onunla uzun uzun konuşmuştum, tam ikna ediyordum
ki Rabb’in cinlerinden biri gelip beni anlık bir
şaşkınlığa uğrattı ve Rabb bu fırsattan istifade İsa’nın
kafasını korkunç bir uğultuyla doldurdu. İsa sözlerimi
duyamaz oldu. Sonrasında Rabb’in kendisi İsa’nın
kulağına fısıldadı, “Şimdi iblisi yendin işte!”