- Bana Yaman Ali derler.
- Niçin?
- Bunu sırası gelince izah edeceğim. Evvelâ, size kim olduğumu bildireyim. Ben, Amerika’nın Detrovit şehrinde dünyaya geldim. Ne o? Tuhafınıza mı gitti? Hiç gitmesin, yalnız Detrovit şehrinde değil; Amerika’nın dört köşesinde, daha benim gibi nice Türk çocukları dünyaya geliyor da, hiçbirinizin haberi olmuyor.
***
Mesele, gayet açık. Babam, Türkiye Nil (Sivas) vilayetinin Divriği kazasının Bahtiyar köyünden Hüseyin Ağa imiş, Allah, rahmet eylesin. Kendisini, biraz görmüştüm. İhtiyarlığına rağmen, cıva gibi bir adamdı. Her zaman, her işe, on sekiz yaşında bir genç gibi koşardı. Orta boylu, zayıf, esmer, güler yüzlü, konuşkan, çok samimi bir Türk tipiydi. Zaten annem gibi otuz iki milletin arasında haşır ve neşir olmuş titiz bir kadın da, işte onu, o tatlı meziyetlerinden dolayı sevmiş. Etrafında her milletten gençler olduğu halde; bütün bunların arasında babamı; o Sivas vilâyetinin Divriği kazasının Bahtiyar köylüsünü seçmişti.
Büyük Macera benim yaşadıklarım... Meri ismindeki Teksaslı bir kız sevmem... Gönüllü olarak askere yazılmam...Komünistler hakkında tahkikatla görevlendirilmem... Bahriye askeri olarak baskın zamanı Pearl Harbour’da olmam... Ruslara esir düştüğümde Stalin’in Kızı Svetlana’ya hocalık yapmam...
Daha neler neler...