“Bana ait olmayan bir kentteyim adeta. Bu binanın her
yerinden kan akıyor. Bütün emekçilerin, direnişçilerin, hak
kı yenmişlerin kanı var bu şatoda. Emek, kan, ter üzerine
haksızca inşa edilmiş bir kent burası. Kapı aralığından,
pencereden, balkondan beni izliyorlar. ‘Sen de mi ezen ve
kan içen taraftasın?’ sorar gibiler. Tüylerim ürperiyor; yemek
yerken ezilenlerin, bu uğurda ölenlerin etlerini çiğniyor gi
biyim. Çay içerken yudum yudum kan içiyor, yediklerimden,
içtiklerimden midem bulanıyor. Buraya ait değilim ben.”