Sisifos taşı kaldırınca üstten bakıyorum ona.Komik duruyor. Aynı şeyi yapıp durduğu için.
Hâlbuki o aşağıdan değerli görüyor kendi mücadelesini. Başına gelecekleri bilmesine
rağmen değerli görüyor. Ben en çok onun bu inanışını gülünç buluyorum işte. O, Tanrı’nın
onun taşını devirmesine güldüğümü sanıyor. Hayır, buna gülmüyorum. Ben onun
beyhude direnişine gülüyorum. Kendi yaşadığı durumun içinde dünyayı anlamlı
görebilecek kadar körleşmesine. Bir anlam düşkünü sanıyor kendini, anlamsız olmasına
rağmen devam etmekten bile bir anlam çıkarsayabilmesiyle. Hâlbuki benim yanımda
olmalıydı. Yıldızların orda. Yukarıdan bakmalıydı her şeye ve gerçek isyanı
duymalıydı içinde. Haklı ve güzel olan. Bütün anlamı delip geçen. Ayaklanmam:
Yeniliyormuş gibi görülen —bütün destanlarımızda anlattığımızdaki gibi—,
soylu gözükmeyen, görünüşte kaybediyormuşcasına, inanmaktan ama
imkânsız görünene inanma gücüne tutunmaktan başka hiçbir yolla ele
geçirilemeyen soyluluğu taşıyan kanında, aslında hiçbir zaman kaybetmeyen, yani
bütün gerçek anlatıların içindeki bu çağrı... İmkânsıza inanmak konusunda bizi
birbirimize benzetecek Sisifos. Biliyorum. Ama anlam benim yanımda