Her ay aramızdan bir milyarı aşkın kişi Instagram kullanıyor. Yemeğimizin yüzlerimizin en sevdiğimiz manzaranın ailelerimizin ve ilgi duyduğumuz şeylerin fotoğraflarını ve videolarını çekip paylaşıyoruz bunların kim olduğumuzla ya da olmayı arzuladığımız kişiyle ilgili bir şeyler yansıtmasını umuyoruz. Bu gönderilerle ve birbirimizle etkileşim kurup daha derin ilişkiler daha güçlü ağlar ya da kişisel markalar kurmayı hedefliyoruz. Bu sadece modern hayatın işleme şekli.
Ödüllü gazeteci Sarah Frier Instagram'ın son on yılın kültürel açıdan en belirleyici uygulamalarından biri oluşunun daha önce hiç anlatılmamış iç yüzünü gözler önüne seriyor.
2010 yılında Kevin Systrom ve Mike Krieger Instagram adında bir fotoğraf paylaşım uygulaması yayınladı uygulamanın basit ama karşı koyulamaz tek bir özelliği vardı: Çektiğiniz her şeyi daha güzel göstermek. Piyasaya sürülmesinden sadece on sekiz ay sonra Facebook'un dikkatini çekti yalnızca on üç çalışanı varken Mark Zuckerberg şirketi o dönem için tarihi bir meblağa 1 milyar dolara satın aldı. Ancak kurucular uygulamalarını sosyal ağ devi içinde koruyarak ayrı bir şirket olarak devam ettirdiler ve Facebook'un her ne pahasına olursa olsun büyüme felsefesine direnerek yaratıcılığı ve şöhreti öne çıkaran stratejilerini sürdürdüler. Instagram bir milyar kullanıcıya ulaşmak üzereyken bir zamanlar kurucuların özerkliğini destekleyen Zuckerberg Instagram'ın başarısı tarafından tehdit edildiğini hissetmeye başladı ve işler de bu noktada değişti.
Kuruluşundan bu yana Instagram'ın eğlenceli ve basit arayüzü kolektif hayal gücümüzü ele geçirdi ve hızla bir yaşam biçimi haline geldi. Filtresiz Instagram'ın sadece yeni bir sektör yaratmakla kalmayıp toplumumuzu nasıl etkilediğini inceleyerek teknolojiyle ilişkimize ve mükemmellik arzumuza dikkat çekiyor. Beğensek de beğenmesek de artık dünya farklı görünüyor...
