Hızır bin Yakup tarafından 1406 yılında kaleme alınan Cevahirü’l-Me’ânî Eski Oğuz Türkçesiyle yazılmış, beş bölümden meydana gelen bir eser. Müellif eserinin sebeb-i telifini şu cümlesiyle ifade etmektedir: “Ve bu kitabın adını Cevahirü’l-Me‘ani verdim. Asıl gayesi odur ki: Ne zaman sadık mürit ve talip ve âşık; doğru, acelesiz bir çabayla değerlendire ve bu bölümlerin gereğiyle muamele eylediğinde kendisini etraflıca bile ki, kimdir, nereden gelmiştir ve geri nereye gidecektir?"
Eserin en hacimli bölümü, Esmâ-i Hüsnâ’nın (Allah’ın en güzel isimleri) şerh edildiği bölüm olup, müellif bu bölümle ilgili “aziz ve görklü adların sevabını şerḥ etmeye nice fazilet sahibi kimselerin taḳatleri yetmeyip, aciz ḳalmışlar” diyerek eserinde Esmâ-i Hüsnâ’nın kapsamlı bir şerhini gerçekleştirmiştir. Birebir Türkçe karşılığı “Mana Cevherleri” olan bu esere biz de müellifin ifadelerinden hareketle Aziz ve Görklü Adların Şerhi üst başlığını verdik.
Esmâ-i Hüsnâ, iman, ibadet, tövbe, ölüm ve ahirete dair konuların yer aldığı eser hem mânevî bir kılavuz; hem de dil, edebiyat ve inanç dünyamız açısından eşsiz bir kaynak niteliğindedir. Eserin son bölümü bir siyasetname olup “Emirlerin ve vezirlerin adabı ve onlara öğütleri” dile getirmektedir.