Kitap Tanıtım Yazısı
Dijital çağda, bizden önce hiçbir kültürün deneyimlemediği kadar yoğun bir imaj tufanı içindeyiz. Algoritmalar sayesinde üretilen milyarlarca görsel, yazılı dili gölgede bırakırken algının sınırları yeniden tanımlanıyor. Öyleyse hayatın her alanını kaplayan reklam ve propaganda imajlarının ve dikkatimizi yönlendiren sanatsal imajların nasıl çalıştığını anlamamız gerekir. Gördüğümüz her şey, aynı zamanda görme biçimimizin bir sonucu iken; felsefenin payına düşen de böylesi bir görsel kültürün algılama, anımsama ve beklenti biçimlerimiz üzerindeki dönüştürücü etkilerini açığa çıkarmaktır. Zihinsel imajların yapısıyla sentetik imajların özellikleri arasındaki karşıtlığa sıkışmak yerine imaj deneyiminde ortak olarak neyin paylaşıldığı sorusunu gündeme getiren Emre Şan, İmaj Üzerine’de imajları eksiklik ve fazlalık mantıkları içinde analiz eden düşünce hatlarını tartışır; fenomenolojiden yola çıkarak bir imaj teorisi kurmaya girişir.