Kişiliğiyle her zaman örnek olan ve “saygı adamı” olarak tanınan, öğrencilerine titizliği ve hakikati söylemekten vazgeçmeyen tavrıyla hatırlanan Sabri Orman; kendisini “iktisat tarihçisi” ya da “İslam iktisatçısı” değil, “düşünce tarihçisi” olarak konumlandırdı. Klasik felsefe ile mantığın araçlarını modern bilimsel tekniklerle birlikte kullanarak tartıştığı metodolojiyi çalışmalarının merkezine aldı. Klasik kaynakları modern sorunlarla ilişkilendirirken anakronizmden kaçınarak kavramların tarihsel bağlamdaki anlamlarına sıkı sıkıya bağlı kaldı. Her eserinde önce sistematiğini okura açıp ardından yöntemini; İslâmî iktisatla sınırlı olmayan bir yaklaşımla, İslam entelektüel mirasının envanterini çıkarmaya yönelik bir proje teklifine dönüştürdü. Bütün bu vasıflarıyla Orman, düşünce tarihçisi kimliği üzerinden İslam toplumunu da modern zamanların penceresinden resmetmeye çalışan idealist bir ilim adamı olarak temayüz etti.
Sabri Orman’ın çalışmalarının ana eksenini oluşturan alanlardan biri de İslâmî İktisat, Değerler ve Modernleşme Üzerine’de detaylarıyla ele aldığı “İslâmî İktisat” konusudur. İslâmî iktisadın teorisi, metodolojisi ve tarihî gelişimiyle ilgili çalışmaları dikkat çeken Orman, bu eserinde metodoloji ve teoriyle ilgili yeni öneriler getirmiş ve uygulama ile ilgili eleştirel bakışıyla öne çıkmıştır. Sabri Orman, İslâmî iktisadın dinî normlar ile iktisadi realiteler arasındaki ilişkiye dayandığına işaret etmiş, bu iki taraf arasındaki ilişkinin kuruluş biçimlerine değinmiş, geliştirilen yaklaşımları ve yapılan çalışmaları eleştirel bir gözle değerlendirmiş ve son olarak yeni yöntemler ile kavramlar önermiştir. Orman, İslâmî İktisat, Değerler ve Modernleşme Üzerine adlı çalışmasıyla modernleşme konusuna da eğilmiş, konuya dair alanında ilk ya da öncü çalışmalarla, ulusal (Türkiye örneği), yerel (Adıyaman örneği) ve bireysel (Sabahattin Zaim örneği) aksiyonlar yanında, uluslararası karşılaştırma (Türkiye ve Malezya örnekleri) perspektifinden kendine has değerlendirmelerde bulunmuştur.