Psikolojik açıdan bakıldığında, değersizlik hissiyle büyüyen bireylerde duygusal bağ kurma becerileri zedelenebilir. Özellikle narsistik ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklarda bu durum sıkça görülür. Bu çocuklar, ancak “başarı” ya da “onay” yoluyla sevilmeye alıştırıldıklarından, gerçek benliklerini bastırır. Yetişkinlikte ise her ilişkide görülme arzusu, reddedilme korkusuyla karışır. Bu da bireyin, yoğun kalabalıklar içinde bile yalnız kalmasına neden olur.
İşte bu “yok sayılmışlık” duygusu, bireyi kalabalıkların ortasında bile görünmez kılar. Zamanla kişi, insan ilişkilerinden geri çekilir, ruhunu daraltan diyaloglardan uzaklaşır. Başkalarının duygusal dalgalanmalarına karşı bağışıklık kazanmak ister gibi, duygusallıktan uzak durmaya başlar. Bu bir hissizlik değil, fazlasıyla hissetmenin yorgunluğudur.
Zahit Borak, bu denemelerinde insan ruhunun en tenha sokaklarına doğru derin bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Narsistik ebeveynlerin gölgesinde büyüyen bireylerin değersizlik duygusu, bastırılmış benlikler ve görünme arzusuyla şekillenen ilişkiler… Her biri, modern çağın kalabalık yüzlerine yansıyan yalnızlıkların farklı bir görüntüsü.
Kendinizi bulmaya, anlamaya ve belki de ilk kez dürüstçe yüzleşmeye hazırsanız; bu kitap tam size göre. |