Amerikan edebiyatının en sarsıcı kalemlerinden Joyce Carol Oates’ten, akıl ile deliliğin, şefkat ile zulmün birbirine karıştığı karanlık bir roman: Kasap. On dokuzuncu yüzyılın Amerika’sında, akıl hastalığını “iyileştirmek” adına insan bedenini bir deneye dönüştüren Dr. Silas Weir’in hikâyesi, uygarlığın en karanlık arzularına açılan bir pencere. Bir babanın mirasıyla yüzleşen oğulun sesi üzerinden bilimin ve inancın sınırlarını kan ve merhametle ölçüyor.
Kasap, insanın ilerleme adına kendi dehşetini meşrulaştırdığı sarsıcı bir roman. Oates, bilimin soğukkanlı diliyle ahlaki çürümeyi ustalıkla buluşturuyor; bedenin ve vicdanın sınırlarını bulanıklaştıran bir dünyanın kapısını aralıyor. İnsanı anlamaya, insan kalmaya çalışan herkes için.