Kitap Tanıtım Yazısı:
“Kubilay, karalarla çevrili bir halkın başında tarihin ilk büyük deniz imparatorluğunu kurdu. Onun komuta ettiği bozkır savaşçıları ulusu, belki de tarihte baskın, küresel bir açık deniz donanması yaratma olasılığı en düşük ulustu ama o bunu başardı.”
Jack Weatherford
Tarih sahnesine ilk çıktığında “niteliksiz bir prens” sayılan Kubilay (1215-1294), kısa sürede Moğol geleneğini aşarak bambaşka bir vizyon inşa etti. Çin’in kaderini belirleyen savaşlardan Japonya kıyılarındaki fırtınalara, Güneydoğu Asya’daki seferlerden ipek ve baharatla dolu ticaret yollarına kadar onun adı, her yerde gücün, ihtişamın ve değişimin karşılığıydı.
Fakat Kubilay Han’ı farklı kılan yalnızca fetihleri değildi. O, yasaları düzenleyen, farklı halkları aynı çatı altında birleştiren, ticareti ve bilimi teşvik eden bir hükümdardı. Sarayında Çinli bilginlerden Müslüman tüccarlara, Tibetli rahiplerden Avrupalı seyyahlara kadar sayısız kültür buluştu. Bu çok sesli imparatorluk yapısı, onu yalnızca askerî bir lider olmaktan çıkarıp dünya tarihini değiştiren bir kurucu haline getirdi.
İşte bu nedenle, dünyanın en geniş kara imparatorluğunun gölgesinde büyüyen Kubilay Han, yalnızca bir fatih değil, aynı zamanda yeni bir çağın mimarıydı. Avrupalı seyyah Marco Polo’nun satırlarında yankı bulan bu dönem, doğu ile batıyı birbirine bağladı. Kubilay Han’ın inşa ettiği posta ağları, liman şehirleri ve ticaret yolları, tarihte benzeri görülmemiş bir küresel düzenin temelini attı.
Kubilay Han: Denizler İmparatoru, Jack Weatherford’un sürükleyici anlatımıyla sıradan bir prensin, tıpkı dedesi Cengiz Han gibi tarihin seyrini değiştiren bir imparatora dönüşümünü gözler önüne seriyor. Kubilay Han, yalnızca bir biyografi değil; bozkırda devleşen bir ulusun denizlere hükmettiği, dünyanın çehresini değiştirdiği büyük bir çağın hikâyesi.