Mekân, yalnızca üzerinde durduğumuz bir zemin ya da gündelik hayatımızı çevreleyen bir sahne değildir. O, insanın hatırlama, yön bulma, yerleşme ve yurt tutma deneyimlerinin derin dokusudur. Edward S. Casey, Mekâna Geri Dönüş’te modern dünyanın “yerinden edilmiş” insanını, kaybolmuş mekân duygusunu ve mekânsal hafızanın unutulmuş kaynaklarını araştırıyor. Yabanın çağrısından yürüyüşün özgürlüğüne, yolculuğun dönüşlü hareketinden yurt tutmanın ve eve dönüşün paradokslarına kadar Casey, insanın mekânla kurduğu çok katmanlı ilişkiyi felsefi, fenomenolojik ve edebî bir dille inceliyor. Ona göre mekân, yalnızca bir koordinatlar bütünü değil; varoluşumuzun yönünü belirleyen, hafızamızı şekillendiren, bedenimizi evrende ait olduğu yere yerleştiren ve hayatımıza anlam katan bir imkândır.
Bu eser, Heidegger’den Bachelard’a, Thoreau’dan şair Başo’ya, bell hooks’tan Joyce’a uzanan zengin göndermelerle okurunu modern insanın kaybolmuş “mekânda-olma” duy(g)usunu yeniden hatırlamaya çağırıyor. Casey’nin çalışması, yalnızca felsefeye ilgi duyanlara değil; edebiyat, mimarlık, psikoloji, kültürel çalışmalar ve sanatla uğraşanlara da yeni bir bakış açısı sunuyor.
Mekâna Geri Dönüş, bizi modern dünyanın hızla silikleştirdiği sahalarda yeniden yerimizi bulmaya, mekânın hafızasına kulak vermeye davet ediyor.