Insanlık tarihi kadar eski olan göç, insanların bilincinde derin izler bırakan sosyal bir olaydır. Türk Tarihi'nin en önemli konularından biri olan ve binlerce dramatik olayı, ama aynı zamanda binlerce başarılı öyküyü içeren göç, Türkiye'de yeterince araştırılmamış ve devlet nazarında da hak ettiği ilgiyi görmemiştir. Halbuki Türkiye, dünyanın en çok göç alan ülkelerinden biri konumundadır.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli bir konumda yer almaktadır. Aynı zamanda, tarihi bir derinliğe sahip olan Türkiye, farklı tarihlerde dünyanın değişik bölgelerinden birçok göç almıştır. Osmanlı Devleti'nin yıkılış sürecine girmesiyle birlikte, terk ettiği topraklardan merkeze doğru bir nüfus hareketliliği yaşanmış, I. Dünya Savaşiyla birlikte Orta Doğu'nun Avrupalı devletlerin işgaline girmesi, bu hareketliliği daha da arttırmıştır. Emperyalist devletlerin Orta Doğu'ya yönelik hesaplarında bu coğrafyada yaşayan halkın hassasiyetleri göz önüne alınmamış ve bölge kargaşa ve huzursuzluk içerisine itilmiştir. Bu da bölge insanının dış Ülkelere göçünü zorunlu kılmıştır. Bu ülkelerin başında ise Türkiye yer almıştır.