Elinizde tuttuğunuz kitap üzerine belki de ilk söylenmesi gereken şey, onun edebiyatın derin ve büyüleyici dünyasına doğru atılmış bir ilk adımı somutlaştırmış olması. Şerefnaz ALTINSOY, kendisinin de doğup büyüdüğü, Peri Vadisi coğrafyasının “yazgısı kılınmış” dramları, acıları, çelişkileri oldukça sade, natürel bir dil ve insanı içine almayı başaran bir anlatımla öyküleştirmiş. Öykülerindeki bütün karakterlerin ortak kesişim noktası ise kahramanlarının dünyaya geldikleri ve uzunca yıllar yaşadıktan sonra çeşitli sebeplerle göç etmek zorunda kaldıkları memleketleri Peri Irmağı ve vadisi çevresidir. Kürt toplumunun genelinde olduğu gibi bu yöre insanının da payına düşen kimlik inkârı, asimilasyon, katliam, kırım, göç, ötekileştirme, hapis, işkence, sürgün kitaptaki öykülerin temasını oluşturmakta. Bir kadın yazar olarak, yalnız kendi toplumunun değil maalesef en geniş anlamda coğrafyamızın başat sorunlarından biri olan kadına karşı şiddeti atlamayan ALTINSOY, kitabında yer verdiği bir öykü üzerinden toplumunu eleştirmekten de geri kalmıyor. Özcesi Şerefnaz ALTINSOY, büyük kısmını kendisinin de yaşadığı veya tanık olduğu yöre insanlarının başından geçenleri ve halen geçmekte olanları öyküleştirdiği bu kitapla, günden güne unutulmaya, unutturulmaya, karartılmaya çalışılan Peri Vadisi coğrafyasının tarihsel, sosyolojik ve kültürel belleğine bir ışık tutuyor.