Küreselleşmenin hız kazandığı 21. yüzyılda, şehirler yalnızca nüfus yoğunlukları ve ekonomik kapasiteleriyle değil; aynı zamanda sahip oldukları özgün kimlik, kültürel çeşitlilik ve mekânsal bellekle de değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, “kent imgesi” kavramı, kentlerin hem yaşayan bireylerin algısında hem de dış dünyadaki temsiliyetinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkmaktadır. Kimlikli, tanınabilir ve anlam taşıyan kentler, sadece fiziksel çevreleriyle değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve tarihsel katmanlarıyla da sürdürülebilir kentsel yaşamın anahtarını sunmaktadır. Bu kitap, özellikle Cittaslow (Sakin Şehir) hareketi üzerinden kent imgesi, bellek ve kimlik temalarını yeniden ele almayı amaçlamaktadır. Yavaşlık hareketinin mekânsal yansıması olan Cittaslow yaklaşımı, hızlı kentleşmenin ve standartlaşmanın kent yaşamına getirdiği baskılara karşı bir direnç formu olarak şekillenmiş; yerel değerlere, kültürel mirasa ve çevresel sürdürülebilirliğe dayalı alternatif bir şehircilik anlayışını temsil etmektedir. Araştırmada, Türkiye'deki Cittaslow kentleri örnekleminde kentsel imgeye dair öne çıkan unsurlar; nitel saha verileri, görsel analizler ve literatür temelli değerlendirmeler ışığında kapsamlı biçimde analiz edilmiştir. Mekânsal kimliğin okunabilirliği, sosyal hafızanın temsil düzeyi ve fiziksel çevrenin imgelenebilirliği gibi kriterler, bu çözümlemenin merkezinde yer almıştır. Aynı zamanda elde edilen bulgular doğrultusunda, yerel yönetimlerden politika yapıcılara, sivil toplumdan akademiye uzanan geniş bir uygulama ve öneri rehberi geliştirilmiştir |