İnsanları diğer alemlerden ayıran özelliğin akıl olduğu konuşulur. Eğer öyleyse küçük bir serçenin nakış nakış dokuduğu bir yuva kendi aklıyla yaptığı bir şey olmalıdır. Yada bir arının yaptığı bal peteği kendi aklıyla yaptığı bir eser olmalıdır. Eğer o da akılsa o zaman insanları diğer alemlerden ayıran özellik de sadece akıl olmalıdır. Biraz düşünecek olursak insanları diğer alemlerden ayıran özelliğin sorumluluklarının olduğunun farkına varırız.
İnsanı insan yapan sorumlulukların; uygulamaya konması için belirlenmiş kurallar olması gerekir. İnsanlar davranışlarını sergileme noktasında hür bir irade ile yaratılmış olmalarına rağmen farklı sorumluluklarla bu özgürlükleri yaratıcı tarafından imtihan vesilesi olarak kısıtlanmıştır. Cennette mükafat ve cehennemde ceza bu yüzden vardır. Herkesin kendince yaşamayı istediği özgürce hayat genel toplumun huzur ve güvenini bozmaktan başka bir şeye yaramaz. Bir insan Din, devlet, toplum ve vicdan sınırlarında özgürlüğünü kısıtladığı müddetçe huzurlu, mutlu ve güvende bir hayat yaşar. Toplumlara özgürlük aşısı uygulayan küresel güçlerin yegâne hedefi o aşıyı uyguladıkları toplumların aslında güven ortamını, huzurlarını ve ebedi mutluluklarını bozmak içindir.
Gönül coğrafyamızda devlet sınırlarının daha büyük, mutlu, huzurlu ve güvende bir hayatın yaşanıla bilirliğinin engeli olamayacağına işaret ettiğim. Kitabımda ana başlık olarak “Sınırsız Gönül Devleti” ismini layık görüp alt başlıkta ise güvenli, huzurlu ve mutlu bir hayatı temsilen “Ahî Evran Kuşağı” olarak belirledim. Bu kitap 99 soruya verilen cevaplardan oluşup, bu büyük birlikteliğin nasıl oluşacağını işaret edecektir. Kitabın ismini Ahî Evran Kuşağı olarak belirlememizin sebebi: Farklı kuşak kodlamaları ile yeni kuşakları kirli fikirleriyle zehirlemeye çalışan devletlerdir. Bu devletlerin, arkası karanlık güçlerin öteden beri süregelen kirli fikirleri ifşa edilmeye çalışılıp, geleceğin sahibi kuşakları bu tehlikelerin farkına varmasını sağlamaktır.
