Şermin Yaşar’dan hem çocukları hem de yetişkinleri güldürürken düşündüren yepyeni bir hikâye!
Berk, telefonunu bir an bile elinden bırakmak istemeyen bir çocuk. Annesi, babası, dedesi, babaannesi, halaları, amcaları, enişteleri… herkes ama herkes ondan aynı şeyi istiyor: “Artık bırak şu telefonu!” Derken, büyük bir doğum günü partisinde, tam da Koca Dede’nin 98. yaş gününde, olanlar oluyor: Telefonlar, Berk ve kuzenlerinin ellerine gerçekten yapışıyor!
Tornavidalar, yağlar, hastane yolları işe yaramıyor. Çünkü mesele sadece bir telefon değil.
Berk ve kuzenleri bu tuhaf durumdan kurtulmaya çalışırken, teknolojiyle kurdukları bağı, kendi alışkanlıklarını ve sorumluluklarını sorgulamak zorunda kalıyorlar.
Mizahın, absürtlüğün ve içtenliğin bir araya geldiği bu hikâyede Şermin Yaşar, çağımızın çocuklarını çok iyi tanıyan gözlem gücüyle yine harika bir iş çıkarıyor.
“Telefon mu bizim elimizde, yoksa biz mi onun elindeyiz?”
Bu sorunun cevabını birlikte aramaya ne dersiniz?
Arka Kapak Yazısı:
Herkes Berk’e “Bırak artık şu telefonu elinden!” diyordu.
Herkes ama herkes… Annesi, babası, dedesi, babaannesi, büyük amcası, küçük halası, büyük eniştesi, küçük eniştesi, yengesi… O kadar çok “Hay yapışsın o telefon eline!” dediler ki sonunda olanlar oldu! Koca dedenin 98. yaş gününde, Berk ve kuzenlerinin eline telefon yapışıverdi! Evet, evet, bildiğin yapıştı çocukların eline telefon!
Berk’in elinden artık telefon gerçekten düşmüyor… Ama garibim ne saçını yapabiliyor ne yemek yiyebiliyor. Kalecilik hayalleri de suya düştü.
Berk’in de kuzenlerinin de aklında aynı soru:
Acaba telefon mu bizim elimizde yoksa biz mi telefonun elindeyiz?
Çocuk edebiyatımızın üretken ve sevilen yazarlarından Şermin Yaşar, Telefon Melefon Yok’ta teknoloji bağımlılığına, aile ilişkilerine ve kendini fark etmeye dair hem çok komik hem de düşündürücü bir hikâye anlatıyor.