Elinizdeki eserde Türk-Macar ilişkilerinin tarihi panoraması çerçevesinde Türk-Macar akrabalığı ve dostluğu ele alınmaktadır. Türkler ve Macarlar tarihin ilk dönemlerinden itibaren çok sıkı siyasi kültürel ve ekonomik ilişkiler kurmuşlardır. Bu ilişkiler sonucunda Türklerin Macar kültürüne etkisi çok olmuştur. Öyle ki Arap ve Bizans kaynaklarında Macarlardan "Türkler" diye söz edilmiştir. Ancak Macarların XI. yüzyılda Hıristiyanlığı kabul etmesiyle Türkler ve Macarlar karşı karşıya gelmiştir.
Ayrıca eserde bu akrabalık ve dostluğun siyasi kültürel ve ekonomik alana yansımaları yer almaktadır. Bununla beraber Türklerin Macar özgürlük savaşlarına ve liderlerine karşı gösterdiği sevgi: İmre Thököly II. Ferenc Rákóczi ve Lajos Kossuth ve yanındakilere yaptığı yardım Türk-Macar ilişkilerinin güzel bir örneğidir. 1848 Macar İhtilali sırasında Osmanlı Devletine sığınan Macar mültecilerine gereken bütün yardımlar yapılmıştır. Hatta Sultan Abdülmecit yüzyılın sonlarında iyice artan Türk-Macar dostluğunun bir ifadesi olarak tarihe geçen şu önemli sözleri söylemiştir: "Her bir Macar için elli bin Osmanlı kanı döker yine de iade etmem."
Macarların monarşi içerisindeki bu Türk dostu siyaseti kimi zaman şiddetini arttırarak Avusturya aleyhinde faaliyetlere dönüşmüştür. Öyle ki Macar Millet Meclisinde kimi Macar milletvekilleri "Türk'ten daha Türk olarak" mecliste Türkiye'nin haklarını savunmuşlardır. Ayrıca 18771878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında binlerce Macar sokağa dökülerek yüksek sesle "Yaşasın Türkiye! Kahrolsun Rusya!" diye bağırmışlardır.
Avrupalıların Macarlara karşı dışlayıcı tutumları nedeniyle Macarların kendi kökenlerini araştırmaları; Macaristan'da Turancılık fikrinin ve Türkoloji'nin doğmasına yol açmıştır.