Bu kitap, yazarın kendisini en iyi şekilde anlayacağını umduğu ve kendisine sonsuz saygı duyduğu bir düşünüre ithaf ediliyor:
“Gece karanlığında ağıldaki koyunlarından çok gökyüzündeki yıldızları merak eden Çoban’a”
Ve kölelikten kurtulup yaşamını özgür bir tiyatro yazarı olarak sürdüren Romalı Terentius’un bir özdeyişiyle başlıyor:
“Homo sum, humani nihil a me alienum puto.” (Ben insanım, insanlıkla ilgili hiçbir şey bana yabancı değildir.)
Ardından bu derin ifadeye bağlı olarak “vazife” yapmadan, özgürce yaşadığı seksen yılda; uçan pembe
filler, Machine sapiens, üniversitenin özellikleri, hezarfenlik ve hazırfenlik, paradoks, paralaks, sayıların gizemi gibi ilgisini çeken bazı konuları ele alıyor.
Bu kitap aslında Terentius gibi köleliği aşabilen ve sırtlarındaki kepeneklerin zihinlerine yük olmasını kabul etmeyen çobanlar için...