Bu oyun; insanoğlunun beden ve ruhunun bilinmezliğinin şifrelerinde sırlanmış, sularla gelip sularla uğurlandığımız “mavide özgür, kızılda öfke olup yaş aldığımız zaman diliminde” dünya kazanımlarına esir olan ruhlarla, ilahî aşk ile barışı kucaklayan ruhların yeryüzüne saçılmış tohumlarının öyküsüdür. O tohumlar ki kimi zaman güle, kimi zaman küle dönüşür. Acıyla kül olanda, sevdadan gül olanda, bir damladan ırmaklara dönüşüp akarken, gün gelecek, çatlağını bularak dünya günlerinden ayrılacaklar… Çatlağa kadar kim ne öğrendi, ne yaşadı ve nelerle harmanlandıysa, ardında o izleri bırakarak vedasını yapacak. Ardımızda bıraktığımız izler ise yeni ruhların kalbine bir kızıl mavi türkü olup düşecek. Hayat yolculuğunuzda öfkenin kızılından uzaklaşarak mavinin özgürlüğünü kucaklayın. Bırakın kuşlar uçsun. İyilerin ve iyiliklerin ömrünüzü bezemesi dileklerimle…