Conatus’un Cebi, Sercan Kerinç’in çizgileriyle Anita Sezgener’in şiirlerinin, varoluşun en kırılgan katmanlarında kesiştiği bir düşünce mekânı.
Bu kitap, Spinoza’nın o kadim sezgisini — her şeyin kendi varlığında sürüp gitmeye çabalayışını — taşların, yosunların, kuşların, suskun çizgilerin hafızasında arıyor.
Kerinç, mekânı çizgiyle bir varoluş sınavına sokarken; Sezgener, dili ontolojik bir arayışa dönüştürüyor.
Her sayfa, dünyanın bizden bağımsız işleyişine fısıldayan bir boşluk; kalmakla yok olmak arasındaki o ince gerilimi yeniden düşünmeye çağırıyor.
Burada sorular cevaplardan daha kalıcı:
Bir taş neden gülümser?
Bir çizgi neden yer değiştirir?
Ve biz, dünyanın süreğen ısrarı içinde, nasıl yer buluruz kendimize?