İnsan bir kere ölür, Naime! Ben senin karnında yaşıyordum.
Doğdum. Sen bana göz ucuyla bile bakmadın. Öldüm. Dirildim!
Bazı hayatlar, doğar doğmaz gömülür. Bazı çocuklar, nefes almayı öğrenmeden susmayı öğrenir. Ve bazı kadınlar, kendi bedenlerinde başkasının acısıyla yaşlanır.
Suskun hayatların, kırık dökük direnişlerin ve bastırılmış çığlıkların içinden doğan bu öyküler ölümle doğum arasında gezinen karakterleriyle, okuru bir tüfeğin soğuk namlusuna, bir vagonun uğultulu koridoruna, bir çocuğun sesi kesilmiş oyunlarına götürüyor.
Her öykü, yüzünü başka tarafa çeviren bir toplumun tutamadığı aynası gibi…
Her satır, insanı insan yapan şeyin unutulmuş bir parçasını dürtüyor