KAŞLA GÖZ ARASINDA
Bir varmış bir yokmuş, kaşla göz arasında oluvermiş her şey.
Bir düşünce, bir çatlak, bir oyun… Dergi de öyle doğmuş.
Bir bakışın süresince kurulan, sonra dağılan, ama iz bırakan bir an gibi.
Derginin ilk sayısını size sunmadan önce birkaç şey söylemeli.
“Oyunbaz” bir kimlikle yan yana geldi.
Çatlaklardan sızmayı hedefleyerek.
Bize sürekli ciddi olmamızı, faydalı ve ölçülebilir bir dünyada yaşamamızı öğütleyene karşı
oyun oynayarak, buluşarak – belki de kavuşarak – bir başkasına ulaşmanın yollarını arıyor.
Oyun, bu dergi için kaçış değil; başka bir ilişki biçimi.
Kendini ciddiyetin kabuğundan kurtaran bir yaratma alanı.
Esinler gökyüzünde değil, yanı başımızda.
Bu yüzden görünmezlikten değil,
bakış açısını ve araçlarını değiştirmekten söz ediyor.
Çünkü bazen bir şeyi gerçekten görmek,
ona yeniden bakmayı, onu yeniden kurmayı gerektiriyor.
Kaşla göz arasında dediğimiz şey tam da bu:
bir anlık tanıma, bir sezgi, bir hayret anı.
Bu dergi o anda, o çatlakta var oluyor.
Bir anlığına belirip sonra kaybolan bir imge gibi.
Ama o kısa anda bile bir iz bırakmak istiyor —
elle tutulur, ama tam tutulamayan bir iz.
Görme rejiminin içinde bir parıltı,
göz kapağının aralığında bir hikâye gibi.
Kaşla göz arasında…
Bir varmış, bir yokmuş bir dergi: DUBALA.