logo

İbret Mecmua Dergisi 133.Sayı

Ürün Kodu: URUN-082784
Yazar: Bartu Kizek
YAYINEVİ: İbret Yayınevi
₺80,00

İçinde bulunduğumuz yıldan tam 153 yıl önce, 31 Mayıs 1870 tarihinde kurulmuş olan ve ‘‘İlk Muhalif Gazete’’ namı ile günümüzde anılan İbret Gazetesi, gerek Tanzimat Fermanı ile başlayan sancıların toplumdaki karşılığını yansıtması, gerekse de bu sancılar üzerinden (kimi yazarlarca) 1908 ile başlayan ‘‘Türk Aydınlanması’’nın hem temelini hem de mücadele biçimini temsil etmesi bakımından önemlidir. Bu süreçte gazetenin Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Ebüzziya Tevfik gibi önemli bir yazar kadrosunun sesi olması, kapanmasına giden sürecin de bir nevi başlangıcını oluşturmuş ve 5 Nisan 1873 tarihinde, Namık Kemal’in ‘‘Vatan Yahut Silistre’’sinin halk nazarında (ironik bir şekilde) ‘‘çok beğenilmesi’’nden mütevellit yayın hayatına son verilmiştir. Bugün geri dönüp bu portreye baktığımızda görmekteyiz ki Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi ve Ebüzziya Tevfik’in fikirleri gerçekten de sarayın çekincelerini üzerinde toplamaya layık bir muhtevaya sahiptir. Özellikle mecmuamızdaki ilk yazı olan ‘‘İbret’’ yazısının genel hatlarına bakıldığında çok net bir şekilde ‘‘cumhuriyet’’ kavramından bahsolunmakta ve saray, çok sert bir şekilde hedef gösterilmektedir. Bahsi geçen yazının isim barındırmaması, buna karşın gerek yazım dilinin gerekse de Namık Kemal’in Londra’da çıkan ‘‘Hürriyet’’le ilişiğinin bulunmasının bir sonucu olarak yazıyı ona atfetmemizdeki çekincenin de ortadan kalktığını önemle işaret ederiz. Sonraki yazıda özellikle Ali Ekrem Bolayır’dan ‘‘Namık Kemal Türk Oğlu Türk’tür’’ü almamızın sebebi ise okuyucunun, Namık Kemal’i tanımaya başlamadan önce onun oğulunun ağzından duyarak tanımasını istememizden hareketledir. Sonraki yazı olan ‘‘Namık Kemal Muktesid’’ ile onun fikir dünyasının uzman bir dille açıklanmasını hedeflediğimizi de önemle bildiririz. Sonrasında ilk olarak Namık Kemal’in kaleminden ‘‘Koca Soytarı’’ isimli hikaye ile onun edebi kişiliği hakkında örnek sunmayı, ardından ‘‘Rıza Nur Bey’in Siyasi Duruşunda İttihatçılık’’ yazısı ile Namık Kemal üzerine çalışmış ve ondan etkilenmiş tartışmalı bir kişiliği, Rıza Nur Bey’i ele alarak halktaki yansımalarının iyice anlaşılabilmesini umut etmekteyiz. Son olarak ‘‘Irkdaş Kendine Gel’’ yazısı ile tıpkı Namık Kemal’in Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sahnelediği ‘‘Vatan Yahut Silistre’’ gibi, son perdede fikrimizi ve hissiyatımızı aktararak adeta bir ‘‘tiyatro oyunu’’ymuşçasına çalışmamızı sizle paylaşmaktan onur duyarız. Hepsi bittikten sonra ‘‘İlk Türkçü Ütopya’’ namını layık gördüğümüz yine başka bir tartışmalı kişiliğin, Ruşeni Barkın’ın ‘‘Ruşeni’nin Rüyası’’ eserinin (kısım kısım gelecekte de paylaşmak üzere) ilk kısmını yayınlayarak Rıza Nur Bey ile temsil etmeye çalıştığımız süreci daha geç bir örnekle de tasdiklemeyi arzu etmekteyiz. 1873’te bir tiyatro oyunu ile son bulan bu gazetenin, 2023’te yine bir ‘‘tiyatro oyunu’’ tarzında, 150 yıllık bir hasretin ardından, Cumhuriyetimizin 100. yılında tekrardan okurlarımıza sunmanın mutluluğuna haiz olarak ‘‘iyi seyirler’’ dileriz...

 

Son görüntülenen ürünler