Rimbaud o şairlerin Ateş Hırsızı öğretmeni Izambard’a düşünülüyorum demiş ve Descartes’ın (cogito ergo sum) bozgununa işaret etmiştir poetikasını dışavuran mektubunda Kâhin’ini tanımlarken (yalnızca çevirilerinden tanıdığım bir şaire neden bunca düşkünlüğüm ki şiirinden çok öyküsüne kurmuşumdur –belki de şiirin <diğer metin türleri için farklı mı düşünüyorum sanki> çeviremezliğini bildiğimden <Onat Kutlar’ın Bahar İsyancıdır adlı kitabında adını unuttuğum <<Çevirmen ya da Çeviri gibi bir şey olmalı>> okuduğum da aynı benim gibi düşünüyor dediğim o metin <<oysa şimdiki konumuzla çok da ilgisi yok bu metnin>> neden usuma düştü bir anda> bu yönde bir tavır geliştirmişimdir– odağımı ve bundan bu metni yazana kadar herhangi bir rahatsızlık duymamışımdır şimdi de duymuyorum ya neyse) ve bir yaratıcı için buna sığınmaktan doğal ne olabilir düşünülmek bir sanatçının düşünmesinden sonraki aşamayı ifade eder ne de olsa ki kendisini kendisizliğine (yoksa onca dize/satır zaten kendisinindir kalmasına gerek yoktur) kurmak için şarttır bu