Muhammed (s.a.v)'in hayatını inceleme fırsatı bulabilmiş araştırmacılar (müslüman-gayri müslim) O'nun tebliğini yaptığı dinin temel ilkelerine uygun bir devlet kurmuş olduğunu görebilmiş en büyük lider olduğunu ittifakla kabul ederler.
Gerçekten de O, bütün beşeri imkânsızlıklara rağmen, her türlü düşman tavırlarını ve ihanetlerini yara yara, başlattığı bir inkılâp hareketinin; on yıllık süre içinde sadece Arap Yarımadasında değil, Irak ve Filistin de dahil, iki milyon kilometrekarelik bir toprak parçasına sahip bir devlet haline geldiğini görmüş, bizzat kurduğu bu devletin yönetimini de yüklenmiştir.
O, vahiy yoluyla Allah'tan aldığını tebliğ eden bir peygamber, hükümlerini icra eden bir otorite, orduların başında yalın kılıç savaşan bir komutan ve tevhid inancını kurumlaştıran bir sistem kurucu, bir büyük devlet yöneticisiydi. Dış ilişkilerinde izlediği başarılı siyasetle dünya tarihindeki mümtaz yerini almıştır.