Alman edebiyatının en çok okunan yazarlarından biri olan Stefan Zweig’ın kaleme aldığı Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor, üç farklı menkıbevi hikâyeyi içinde barındırmaktadır.
Kitaba da adını veren Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor adlı ilk hikâyede; doğru yoldan ayrılan çocuklarının bağışlanması için Tanrı’ya yalvaran, O’nun merhametine sığınan Rahel’in acı dolu geçmişine tanık oluyoruz.
Zweig’ın Hint felsefesiyle dirsek teması kurduğu Ölümsüz Kardeşin Gözleri adlı hikâyede; haksızlık etmeden, suça karışmadan ve günahtan uzak durarak yaşamanın mümkün olup olmadığının sorgulandığını görüyoruz. Eser boyunca Zweig’ın vermek istediği altın niteliğindeki öğütler özellikle bu hikâyede büyük bir ustalıkla zihinlere nakşediliyor.
Üçüncü Güvercinin Efsanesi adlı son hikâye ise Zweig’ın Nuh Tufanı’ndan ilham alarak yazdığı, yine insanlığa dair unutulmaz dersler içeren eşsiz bir hikâye olarak karşımıza çıkıyor.
Kralım, artık dünyadaki hiçbir şey benim değildir ya da her şey benimdir. Eskiden diğerleri gibi benim de bir evim ve çocuklarım olduğunu unuttum. Yurtsuz olanındır bütün dünya, serbest kalanındır bütün hayat, suçsuz olanındır bütün barış. Yeryüzünde günahsız kalmaktan başka hiçbir dileğim yok.