Seni sevmeyen birisine fotoğrafını çektirir misin?
Nereye gitmen gerektiğini nasıl bilebilirsin?
Evlenmek nasıl hissettirir?
Ölene kadar her gün aynı kişiye nasıl bakarsın?
Ya kimse seni bir daha onun anladığı gibi anlamazsa?
Birisiyle aynı yatağı yeteri kadar paylaşırsan rüyaları da paylaşabilir misin?
Hiç kendini mutlu etmeyecek bir hayatın yasını tuttun mu?
Rosie, John ve kitabın anlatıcısı küçük bir kasabada yaşayan 17 yaşında birer genç. Rosie başarılı bir yazarın mistisizme gönlünü vermiş kızı. Rosie'nin eski sevgilisi John, tavşan kostümüyle çocuklara dondurma servis ediyor ve evde işinden yorgun dönen annesiyle ilgileniyor. Anlatıcımız ise bir kitabevinde çalışıyor ve kitap okurken bazen o kadar odaklanıyor ki gerçek olmayan şeyler görüyor. John, anlatıcımızın en yakın ve en eski arkadaşı. Öyleyse âşık olmalılar, değil mi? Olmasalar niye kasabada kalsınlar? Aşk nedir ve nasıl bir şeydir? Kitabın anlatıcısının şairane bilinç akışı, rengârenk tasvirleri ve hem öfkeli hem de narin sesi ile Sabaha Görüşürüz ilk gençliğin ilklerinin beraberinde getirdiği soruların, diğerlerinden farklı olduğun şüphelerinin dopdolu bir dışa vurumu.