Safir
Annem, Cennet’in Diğer Adı…
40 taş 40 kadın serisinin dördüncü kitabı olarak tasarlandı.
Kadının en güzel halini anlatsın istedim Safir Annemde.
Kendi annemde belki de hepimizin annesinden bir parça sundum kitapta.
Hayalimdeki annelerden ekledim baharat niyetine. Hatay baharatsız hiç olmaz zira.
Hiç vazgeçmeyen, söz konusu evladı, vatanı, ailesi olduğunda canını dişine takan,
evladının örtüsünü kışın ortasında vatanının kurtuluşu için cephane sandığına örten kadın da anadır
ama önce evladına vatanın önemini anlatacak kadar, vatan olmazsa, yaşayacağın yerin olmazsa;
Evladını korumanın korumak olmadığını, bağrına taş basıp evladından vazgeçme pahasına,
vatanı için savaşacak erdemi gösteren de kadındır.
Çünkü kadın doğurandır, doğurmanın kıymetini bilmesi, barışın önemini,
üretmenin kıymetini, doğmuş olanı korumanın, en azından doğurmak kadar kıymetli olduğunu bilip
onu korumak için en erdemli hali sergileyen de kadındır.
Değil mi ki ilk masal anlatıcısı kadındır,
Anadolu’da kapısına gelenin bardağına ayranı doldurup daha doldurayım mı oğul, diye soran da kadındır.
Kadına, Anam Dolu diyen asker de onun evladıdır.
Anam Dolu, Anam Dolu diyen askerin zamanla söylemi ANADOLU olurken,
Analar safir kadar kıymetli, cennet kadar güzel kokulu olmaya devam edip ayaklarının altına Cennet konulandır.
Sevgiyi, beklentisizliği, paylaşmayı, fedakarlığı, barışı, üretmeyi,
sanatı tek bir kelimede arayanlara cevabımdır;
ANNEM… ANNELER, ANNELER DE KADINLARA gelsin.