“On yedi yıldır aynalarda, vitrinlerin tozlu camlarında
çelimsiz bir oğlan çocuğuydu Selçuk. Aslıyla ilk defa karşılaşmanın saadetiyle onca yıl gözlerine hapsettiği yaşlar yanaklarından göğsüne süzüldü. Aynanın çatlağında ikiye bölünen yansımasını uzun uzun seyre daldı.”
Salyangoz Tezgâhı, gündelik hayatın sıradan görünen anlarından yola çıkarak insanın karanlık, kırılgan ve düşsel taraflarını görünür kılıyor. Her bir hikâye, kimi zaman gerçek ile hayalin iç içe geçtiği, kimi zaman da toplumsal belleğin izlerini taşıyan sahnelerle örülü.
Gamze Yayık’ın yalın ama derinlikli dili, okuru hem tanıdık hem de tekinsiz bir dünyanın içine davet ediyor.